Pakyüz ailesi, 4 kuşaktır kuyumculuk yapıyor
Babasının mirası kuyumculuk sanatını iki oğluna da öğreten İstepan Pakyüz, yarım asırdan fazla yaşattığı mesleği torunlarına emanet etmek istiyor. Aile olarak 100 yılı aşkın bir süredir bu mesleği yürüttüklerini belirten deneyimli sadekar Pakyüz’e göre, mesleğin geleceği parlak.
Anadolu topraklarında 6 bin yıllık bir tarihe miras sahip olan Türk kuyumculuk sektörü, yıllardır bu mesleği yapan köklü ailelerle geleceğe emin adımlarla ilerliyor. Kapalıçarşı’da doğup büyüyen bu ailelerden biri olan Pakyüz ailesi, 1916 yılından beri bu mesleği yürütüyor. Sektöre, ilk adımı 107 yıl önce Çarşı’da ‘Jandarma Ardaş’ lakabıyla tanınan büyük dede ‘Ardaşez Pakyüz’ atmış. Daha sonra ise bayrağı ise ‘İstepan Pakyüz’ devralıyor. İstanbul doğumlu Pakyüz, sadekarlığın püf noktalarını oğulları Ardaşez Erol Pakyüz ve Murat Aret Pakyüz’e öğretti. Deneyimli sadekar ustası Pakyüz, şu anda aktif olarak mesleği bıraksa da yine de her gün Kapalıçarşı’nın mistik havasını solumak amacıyla Sandal Bedesteni Sokak’taki mağazasına gidip geliyor. Mağazada işleri ‘Ardaşez Erol’ yürütürken, ‘Murat Aret’ ise Ağaoğlu Çarşısı’nda üretimin başında yer alıyor.
Ailenin 4. kuşak temsilcisi ‘Aksel Pakyüz’ ise bir yandan Bilgi Üniversitesi’nde ‘Endüstriyel Tasarım’ eğitimini sürdürürken, diğer yandan da mesleğin inceliklerini öğrenmek amacıyla ise Çarşı’da ailesinin yanına uğramayı ihmal etmiyor. Deneyimli sadekar İstepan Pakyüz Usta, dergimizin sorularına dikkat çekici yanıtlar verdi.
İstepan Usta, mesleğe kaç yaşında ve nasıl başladınız?
10 yaşımdayken işe başladım. Şimdi 85 yaşındayım. Babamın teşvikleriyle Çuhacı Han’da iyi bir usta olan Matik Şınorkyan’ın yanında çıraklık ve ustalık yaptım. Ustamdan yaklaşık 3-4 yıl sadekarlık öğrendim. Sonra kısa bir süre Karamanlı Sokak’ta mağazacılık yapan babamın yanında çalıştım. Sadekarlık ve ustalık yapmak istediğim için babamın yanında çok duramadım, 18 yaşında kendi dükkanımı açtım.
Sadekarlık hayal ettiğiniz bir meslek miydi?
Evet, sadekarlık hayal ettiğim ve istediğim bir meslekti.
Aile olarak kaç yıldır bu mesleği yapıyorsunuz?
Babam, 1965 yılında 78 yaşında rahmetli oldu. Aile olarak 100 yılı aşkın bir süredir bu mesleğin içerisindeyiz.
Sadekarlığın kuyumculuk içerisinde nasıl bir yere sahip?
Mesleğin belkemiğidir. Bugün montür olmadan hiçbir şey olmaz. Montür dediğimiz sadesi, özü olmadan mıhlama ve cila yapılmaz. İş, sadekarlık ile başlıyor, diğer branşlar kolları oluyor. Dikkat ve deneyim sadekarlıkta çok önemlidir.
Ailenizde bu meslekte 4. kuşağı da görebilecek miyiz?
Öyle umuyorum. Torunum Aksel, endüstriyel tasarım okuyor. Her şey teknoloji ve bilgisayarla olduğu için bu bölüm önemlidir.
Dünyada Kapalıçarşı ekolü halen var mı?
Gençler, şimdi daha çok okumaya yöneldi. Ben, 7. sınıfı bitirmeden bu mesleğe geçtim. Eskiden daha fazla atölye vardı; ama Çarşı, daha fazla satış- pazarlama üzerine kurulmuştu. Biz, her şeyi el ile yapardık. Şimdi çizim ve mum kalıp yapılıyor. El işçiliği bitti sayılır.
El işçiliğinin bitiyor olması sektör için iyi bir şey mi?
Birkaç yıl sonra belki el işçiliği hiç olmayacak. Artık, pek ihtiyaç da duyulmuyor. Makinelerden çok güzel ürünler çıkıyor. Ama, el işçiliğinde gözden kaçan bir şey olabilir. Ustanın dokunuşu iyi bir şeydi; ama o pek talep edilmiyor.
Osmanlı döneminde mücevher; statüyü sembolize ediyordu şimdi ne?
Eskiden içe yönelik çalışır, kimseyi taklit etmezdik. Dış dünya bizi takip ederdi. Bugün bakıyorsunuz markaları taklit etme modası var. Osmanlı’da çok güzel mücevherler vardı. Bugün, o mücevherleri kullananlar da yok.
Teknolojik imkanlar sektörü ve ustalığı nasıl etkiliyor?
Teknolojik imkanlarla dünyaya ayak uydurmak zorunda kaldık. Daha iyi takip ediliyor. El işçiliğini halen yapan insanlar, sanatevleri ve atölyeler vardır. Fakat çok azınlıkta.
Satmaya kıyamadığınız mücevherleriniz oldu?
1955’te ablamın düğünü için el işçiliği ile çok özel bir taç iğne yapmıştım. Hala saklarım.
Yeni çırakların yetişmemesi meslek için endişe kaynağı mı?
Gençler okuyorlar. Gelecekte iyi bir yere gelmeleri için okumaları şart. Üniversiteye yöneliyorlar, biz ise kısa pantolon ile Çarşı’ya geldik. Sektörümüz için de yeni yeni okullar açılıyor, bayanlar yetişiyor.
Sektörün bugün ve geleceğini nasıl görüyorsunuz?
Geleceğini parlak görüyorum. Teknolojinin ilerlemesi ile gençler, daha bilinçli bu işe yöneldi. Mesleği daha iyi bir noktaya getireceklerine inanıyorum. Dürüstlük, düzgün ayar ve çok kıymet bilir olmaları gerekiyor.
[/vc_column_text][/vc_column][/vc_row][vc_row css_animation="" row_type="row" use_row_as_full_screen_section="no" type="full_width" angled_section="no" text_align="left" background_image_as_pattern="without_pattern"][vc_column][vc_gallery type="image_grid" images="3373" column_number="2" grayscale="no" images_space="gallery_without_space"][/vc_column][/vc_row]