Banner-Sterilisa
iko-store
Sade ve zamansız tasarımlara talep artıyor

“İz bırakan tasarımlar ile gelecek nesillere ilham olmak istiyorum.” diyen moda, tekstil ve takı tasarımcısı Şeymanur Demirci, “Jeopolitik riskler, enflasyon ve savaşlar gibi belirsizlikler, mücevherde yeni trendlerin doğmasına neden oluyor. Ekonomik belirsizliklerden dolayı insanlar altın alırken, yatırım amacını da gözetiyor. Bu da sade ve zamansız tasarımlara olan talebi artırıyor.” dedi.

Yazı: Nesim AKIN


Takı tasarımı hayalinizdeki bir meslek miydi?
Tasarımcı olmak, 6 yaşından beri hayalini kurduğum bir meslekti. Yeni bir tasarımı oluştururken yapılabilecek şeylerin sonsuzluğu ve çeşitli kombinasyonları düşünmek, bana her zaman keyif vermiştir.

Bu işin teorik ve pratiğinde ne tür eğitimler aldınız?
Altınbaş Üniversitesi Güzel Sanatlar ve Tasarım Fakültesi Takı Tasarımı Bölümü’nde lisans eğitim aldım, aynı anda iki bölümde öğrenim görüp, Moda ve Tekstil Tasarımı Bölümü’nde de lisans derecesindeki eğitimimi tamamladım. Tasarımcı yönümü desteklemesi açısından etkili ve yaratıcı sunum teknikleri, fotoğrafçılık, çekim teknikleri ve İstanbul Moda Akademisi’nden çeşitli eğitimler de aldım. Ayrıca, işletme, e- ticaret ve girişimcilik üzerine eğitimlere katılıyorum. Takı tasarımının pratik kısmında atölyelerde çokça vakit geçirmek ve sektörü iyi tanımak gerektiğini düşünüyorum. Bununla ilgili olarak Arpaş’ta yaptığım stajla başlayan öğrenim yolculuğum, sürekli yeni deneyimler eklenerek devam etmektedir.

Tasarımını ilk yaptığınız takı neydi? Bir hikayesi var mı?
Tasarımını ve beraberinde üretimini yaptığım ilk takı, gümüş bir bilezikti. Harut ve Marut isimli iki meleğin hikayesinden esinlenerek çalıştığım mini koleksiyonun en sevdiğim ve çokça satın alınmak istenen bir parçasıydı.

Takı tasarımında nasıl bir tarza sahipsiniz?
Takı tasarımı yaparken; sektör ve satış odaklı çalıştıklarımla, sanat için yaptığım çalışmaları ayrı tutarım. Koleksiyonlarım için özel hikayeler yazar; ilham, malzeme, tüketici profili ve ilgili dönemin trendleri için panolar oluştururum. Tüm ön çalışmalardan beslenerek tasarladığım takıların eskizlerini yapar, gerekirse onları photoshop programında gerçekçi olarak çizip, giydirmelerini yaparım. Tüm bunları yaparken eğer bir marka için çalışıyorsam o markanın kimliğini korumaya ve ona uygun tasarımlar oluşturmaya da dikkat ederim. İşin sanatsal kısmında; Psikoloji ve insani duygular gibi soyut kavramlar üzerine de çalışmaktayım.

Tekstil modasıyla takı arasında nasıl bir ilişki ve iletişim olmalıdır?
Takıyı sadece yüzük, küpe ya da bilezik olarak görmüyorum. Bir giysinin düğmesine, kemer tokasına ya da çantadaki bir aksesuara takı tasarımı gözüyle bakılabilir. Dolayısıyla her iki alan birbirini tamamlamakta ve beslemektedir. İki alanla da iç içe olmak; disiplinler arası bir bakış açısına sahip olmamı sağlamıştır. Ayrıca, tasarımda esnek düşünebilme kabiliyetimi ve hayal gücümü de desteklemektedir.

Tekstildeki gibi kuyumculukta da eskiye özlem, butik ürünlere bir talep var mı?
Son yıllarda kuyumculuk sektöründe nostalji rüzgarları esiyor. Retro takı tasarımlarının yeniden popülerleşmesinde trendlerin ve sürdürülebilirlik bilincinin etkili olduğunu düşünüyorum. Fabrikasyon ürünlerin yaygınlaşmasıyla birlikte, insanlar daha kişisel ve hikayesi olan parçalara yöneliyor. Tüketiciler, kalite ve özgünlük arayışıyla butik üretimlere daha fazla talep gösteriyor.

Bugüne kadar imza attığınız ve en çok beğeni toplayan koleksiyonunuz hangisi?
Psikolojik kavram ve hastalıklardan esinlenerek tasarladığım koleksiyon, en ilgi gören koleksiyonlarımdan biri olmuştu. Düşünsel süreci, tasarımı, üretimi ve diğer tüm aşamaları yaklaşık 8 ay süren bu koleksiyonun özel bir hikayesi var.

Üzerinde çalıştığınız bir koleksiyon var mı?
Kültürel değerlerimizle ilgili, özel bir koleksiyon çalışıyorum. Faset kesimli, parlak taşları seviyorum. Maden olarak altın ve gümüş tercih ediyorum. Özel olarak yaptığım takılarda, kendi tasarladığım kumaş ve tekstil malzemelerini de kullanıyorum.

Konjonktürel gelişmeler, mücevher talebini, tasarımı ve trendleri nasıl etkiliyor?
Jeopolitik riskler, enflasyon ve savaşlar gibi belirsizlikler, mücevher sektöründe yeni trendlerin doğmasına neden oluyor. Ekonomik belirsizliklerden dolayı insanlar altın alırken, yatırım amacını da gözetiyor. Bu da sade ve zamansız tasarımlara olan talebi artırıyor. Minimal ve işlevsel tasarımlar ön plana çıkarken kültürel, yerel motif ve kaynaklara olan dönüşün çok kıymetli olduğunu düşünüyorum.  Ayrıca sürdürülebilirlik trendinin de bu konuyla ilişkili olduğunu düşünüyorum. Çevresel kaygılar; geri dönüştürülmüş materyaller, yapay süreçlerle üretilmiş taşlar ve etik üretimle tasarlanan takıları trend haline getiriyor.

Tasarım konusunda ülkemizin yurt dışındaki görünürlüğü nasıl?
Türk tasarımcılar, yurt dışında her geçen gün daha fazla görünürlük kazanıyor. Ancak, bu başarıyı sürdürülebilir kılmak için kültürümüzün zenginliğini koleksiyonlarımıza yansıtmamız ve hikayelerle global anlamda görünür olmamız gerektiğini düşünüyorum. Tüm bunları yaparken sürdürülebilir ve etik üretimi gözetmek çok önemlidir. Kaynakların sınırlı olduğu ve gün geçtikçe azaldığı dünyada, maden ve malzemeden öte tasarımla ön plana çıkan takılara olan talebin arttığını da görüyoruz. Geleceğimiz için; İnovasyonun, teknolojinin, uluslararası işbirliklerinin ve genç tasarımcılara olan desteklerin önemli olacağını düşünüyorum.

Gelecek ile ilgili hedef ve projeleriniz nelerdir?
Dünyaya iz bırakan tasarımlar yapmak ve gelecek nesillere ilham olmak istiyorum. Bir Türk; takı, moda ve tekstil tasarımcısı olarak, kültürümüzü global anlamda tanıtmayı hedefliyorum. Yeni oluşturduğum markam Setilist için işbirlikleri ve farklı projeler planlıyorum.