Banner-Sterilisa
iko-store
Sadece iç piyasa ile bu sektör ayakta duramaz!

52 yıllık deneyimli kuyumcu Ersin Koyuncu:
Sadece iç piyasa ile bu sektör ayakta duramaz!

Sektörün deneyimli isimlerinden, Ersin Koyuncu Kuyumculuk (EK) firma sahibi Ersin Koyuncu, ihracatın kuyumculuk için önemine dikkat çekerek, “Sadece iç piyasa ile bu sektör ayakta duramaz. Zamanlama olarak 2025 Nisan İstanbul Fuarı’na 4-5 aylık süre büyük avantajımız. Bu sürede kota kalkarsa alıcılar, İstanbul’a gelir, piyasa hareketlenir.” dedi.

Nesim AKIN


Sektörün bugün içinde bulunduğu durumu nasıl değerlendiriyorsunuz?
İhracatta yukarı doğru giden trendimiz altın farkından dolayı geriye gitti. Meslekte 2 yıldır gördüğümüz altın farkını hiçbir zaman yaşamadım. Tam tersine belli dönemlerde Türkiye’de altın daha ucuzdu. Kiloda 3-5 bin dolarlık farkı müşterilerimize izah etme şansımız yok. Sektör olarak en büyük yanlışlarımızdan biri biz geliştikçe fiyatlarımızı geri çekiyoruz. Halbuki geliştikçe fiyatların yukarı gitmesi gerekir. Altın takı üretiminde Hindistan’dan sonra ikinci, İtalya’nın önüne geçtik. Montürde başka montür alacakları ülke yok. Güzel. Takdir ve kendini onurlandırmak ülkemiz adına güzel. Ama, daha fazla satayım düşüncesiyle fiyatı düşüren firmalar yüzünden ürünlerini görece pahalıya satan meslektaşlarımız müşterileri karşısında zor durumda kalıyor. Alıcılar, A firması buna veriyor, sende fiyat niye yüksek diye sorgulamaya başlıyor.

Sektör, bu sürece hazırlıksız mı yakalandı?
Yeni pazar bulamamanın nedeni külçe fiyatlarındaki farktır. Fark, 300-500 dolar olsa belki tolere edilebilir. Fark yüzünden firma tarihimizde ilk kez Ekim Fuarı’na katılmadık. İhracatta bu kadar ileri gitmişken şimdi tam yol yukarı ithalata gidiyoruz. Kota sıkıntısının gündemden kalkacağına inanıyorum. Hazine ve Maliye Bakanlığı’nın sektörel etkileri göz önünde tutarak bu işe ciddi bir şekilde el atmalıdır. Bu ülke ilk defa bir krize girmedi. Bunun akıl mantık alacak tarafı yok.

‘Kapasite Raporu’ olan firmalara kota açılması piyasayı biraz rahatlatır mı?
Mutlaka rahatlatacak. Orada da bir süreç var. İhracat ediyorsun parayı yatırıyorsun 3 gün sonra bankadan talepte bulunuyorsun; ama kuyumcuların talepleri birebir karşılanmıyor.

Böyle süreçlerde firmalar nasıl hareket etmeli?
Firma olarak istihdamımı yarı yarıya azalttım. Dış piyasaya iş yapılamadığından dolayı genel bir sorun yaşıyoruz. Şu anda ülkemize gelen yabancı müşteri yok. En büyük tehlike bu. Bireysel olarak işlerden şikayet edebilirsin o senin eksikliğindir, çeşidin azdır, A firması güzel iş yapar, sen az iş yaparsın. Bunlar müşteri arz talebiyle alakalı. Ama, şu anda dünyanın en güzel çeşidini yap, sunacağın bir dış pazar yok. İç pazar malum belli şeylerle dönüyor. Altın ağırlıklı marka bayileri kısmi işler yapıyor. Perakendeciler de sadece yatırımlık veya düz altın satıyor. İç piyasayı dolaşıyoruz. Allah’a şükür çoğu esnaf bizi tanıyor, ne yaptığımızı da biliyorlar. Ama, inan çanta bile açtıran sayısı çok az.

EK olarak piyasaya ağır pırlantalı yüzük alışkanlığını kazandıran bir firmasınız. Hatta bu özelliğiniz nedeniyle “Bir yüzüğü attın mı kafa yarıyorsa Ersin Usta’nındır” derlermiş. Ağır pırlantalı yüzük konseptine devam ediyor musunuz?
Öyle şeyler uzun zamandır yok. Ağır pırlantalı yüzükleri vitrine koymuyorduk, şakır şakır satılıyordu. 30-33 gram hatta 55 gram yüzüğüm bile vardı. Geçenlerde bir müşterim; ‘9 gramlık yüzük, 7 grama düşer mi abi?’ dedi. Düşürüyorsun. Abi, bunun havası kaçmış. Kaçmaması mümkün mü? Espri olarak diyorum ki çok hafif mallar var. Resim veriyorum hiç grama girmiyorum. İç piyasadan bahsedersek montür üretenlerde stok kısmi vardır; ama geneli 18 ayardır. İç pazar da 14 ayara döndüğü için stok, örnek set gibi oluyor.

İstanbul Kuyumcular Odası Yönetimi ve Başkan Mustafa Atayık’ı ve çalışmalarını nasıl buluyorsunuz? Başarılı mı?
Mustafa Bey, elinden geldiğince sektör için güzel şeyler yapmaya çalışıyor. Başarabildiği kadar başarıyor. Nihayetinde o da sesini bir yere kadar duyurabiliyor. Samimi olarak çaba gösterdiğine inanıyorum. Ayrıca, Mücevher İhracatçıları Birliği, Ticaret ve Sanayi Odası’ndaki komitelerimiz de meslektaşları için çaba gösteriyor.
 
İKO’da verilen mesleki eğitimleri nasıl değerlendiriyorsunuz?

Oda, eğitim faaliyetlerini daha da genişletmeli ve kursiyerlerin çalışacağı yerlere de önem vermelidir. Mesela; sadekarlık ve mıhlama eğitim alanlar, uzmanlaşmaları için altın üreticileri yerine ustaların yanında çalışmalıdır. Bir kursiyere zirkon üreten bir yerde mıhlayıcılık yaptırırsan yeteneği orada kalır. Ama bir ustanın yanında devam eder ve kendini geliştirirse her çalıştığı yere değer katar. Bu eğitimlere cila da eklenebilir. Çünkü, dünyanın en güzel ürününü yapın, cila iyi olmazsa kötü gözükür.

2024 yılı Ersin Koyuncu Kuyumculuk EK için nasıl geçti, yeni yıl hedefleriniz neler?
2024, iyi geçmedi. Kota olayı kesinlikle devletimiz tarafından çözülmeli, dünya fiyatlarına çekilmelidir. Aksine 50 yıllık sektörel kazanımlarımızı yitiririz. Giden müşteriyi de geri getirmek zordur. İç piyasa ile bu sektör ayakta duramaz. Altındaki fark kalkarsa sektör, şu anki en kötü durumundan yukarı çıkar. Zamanlama olarak Nisan İstanbul fuarına kadar ki 4-5 aylık zaman büyük avantajımız. Bu süre içinde çözülürse alıcılar İstanbul’a gelir. Ama, İstanbul fuarını geçirirsek işimiz zorlaşır. Kota, kısa sürede çözülürse İstanbul Fuarı’nda sektörü zıplattırır diye düşünüyorum.